27 Ekim 2009 Salı

Akkonak Köyü'ne destek gerek

AKKONAK KÖYÜ AYAKLANDI
27 Ekim 2009 Salı Saat 11:35
Batı Karadeniz Bölgesi'nin mavi ve yeşilin buluşturduğu yerlerden olan Akkonak köyünde tepkiler büyüyor

Mermer fabrikasının nakliye sorununu çözmek amacıyla Çakraz Akkonak köyüne yükleme için rıhtım yapma kararı alması ve yalı denilen bölgeyi ihale yoluyla kiralamaya çalışmasının ardından gelişmeleri yakından takip eden köy halkı, deniz kenarına inerek olayları protesto etti. Köy halkı tarafından Tarihi kilise kalıntılarının da yer aldığı Yalı mevkiine yapılacak rıhtım mavi ve yeşilin bir arada olduğu Akkonak köyünü betonlaştıracak. Özel bir firma tarafından deniz üzerinde ölçüm yapıldığını duyan köy halkı, çalışmaların yapıldığı sahile inerek çalışmaları alkışlarla protesto etti. Yaşadıkları yerin kirleneceğini düşünen köy halkı, "Biz burada nefes alıyoruz. ses yok, seda yok. Huzur var. Şimdi elimizden huzurumuzu almaya çalışıyorlar. Gerekirse canımızı ortaya koyacağız ve buraya yaptırmayacağız. Bu işi yapan patronlar da bizim huzurumuzdan elimizi çeksinler. Biz buraya rıhtım yapılmaması için imza topladık ama bizi dinleyen yok. bu memleket önce vatandaşınındır. Böyle çalışmaların yapılmasından önce halkın kararının alınması gerekir. Biz dediğimiz gibi gerekirse buraya gelen kamyonların önüne yatacağız ve tepkimizi koyacağız" dedi.

Genç, yaşlı, çocuk, kadın ve erkek demeden deniz kenarına inen köy halkı, rıhtım yapılmak için ihale giren firma tarafından özel bir firmaya ÇED raporunun bir an önce alınması için çalışmalar yapması ve firma yetkililerinin Akkonak Köyü'ne gelerek deniz üzerinde derinlik, sismik, aşinografik ve hidyo grafik ölçümlerinin alınmasını protesto etti. Yaşanan gelişmeler üzerine köy halkı tarafından bir komite oluşturulması gündeme geldi. Köy halkın tarafından oluşturulacak komitede, çevreciler ve Barış Akarsu fanatikleri de yer alacak. Komitenin planlaması doğrultusunda ise köyde belirlenen zamanlarda değişik eylemler yapılacak. Köyde yapılan deniz ölçümleri binlerce Barış Akarsu hayranı ve çevrecilerin de tepkisini çekti.

http://www.bartin74haber.com/news_detail.php?id=3715


26 Ekim 2009 Pazartesi

bu meclis kimin meclisi

"Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsayan "Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik" 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe girdi."

Bu yönetmelik bizi kollayan bir yönetmelik değil.
Bu yönetmelik ulusötesi şirketlere toprağımızı, tohumumuzu sömürme yolu açan bir kapı.

Biz GDO'lu gıdaların yönetilmesini değil, yasaklanmasını istiyoruz.

Yönetmeliği kaleme alan ve altını imzalayanlara bir çift sözümüz var: "Oğul sadıklığın bu muydu? Valla kurda yedirdin beni!"


Fikir Sahibi Damaklar adına
Defne Koryürek

not : şuradan resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğe ulaşabilirsiniz.

23 Ekim 2009 Cuma

...


Ben hakkımı helal etmiyorum.
Yapana,yaptırana,sebep olana,rant sağlayana,ağzından yalaka salyası akıtanlara...

21 Ekim 2009 Çarşamba

sanırım kazık çakıcam


Geçtiğimiz hafta sonu bu evdeki son saltanat yemeğimizi yiyelim istedim.
Ay sonu gibi yeni evdeyim çünkü :)
Cumartesi sabahı üşenmedim atladım Akatlar'a gittim. Organik tavuk almaya :)
( Ben tavuk yiyemiyorum daha doğrusu marketlerde satılanları, böyle acayip bir balık kokusu falan midemi altüst ediyor )
Eskiden annecimle aynı zamanda akrabamız olan tavukhaneden tavuğumuzu alırdık. Bir güzel yolup da verirdi bize. Evde tütsülenirdi. Sonrası ziyafetti.
O tadı artık bulamadığım için ben de tavuk yemekten vazgeçmiştim :(
Eski kokusunu tadını hatırladım :)
Arkadaşımın 11 yaşındaki oğlu içindi asıl alışveriş. Ailemizin tek ve en yakışıklı erkeği !!!
Yalana yalana yedi, lades tutuştuk, kocaman göbeğini gösterdi sonra bize :)
Oh afiyet şifa olsun.
Efenim resimde tavuğumuzun pembe domateslerle verilen pozu :) ( Mudurnu Yarışkaşı Çiftliği ürünü )

19 Ekim 2009 Pazartesi

nerdesin? hamburg'da

Msn'de dürteyim de dedikodu edelim diye üniversiteden arkadaşıma mesaj yazayım dedim.
Aa yok...
Ofiste de yazışmalar için o da kullandığı için msn merak ettim, aklıma bu aralar düzgün bi şey gelmiyor, hemen kapkara tilkiler başlıyor koşturmaya.
Aradım. Dırrrn.
- Nerdesinn ?
- Kehe kehe. Hamburg'da !
- Dıtttt Dıttttt ( Sansür biplemeleri )

Bi daha arasam iki olsun, beş olsun. Yeminle !
:)

17 Ekim 2009 Cumartesi

bir araba üzerine soğuk su içilir mi ?

İçilir!
Tecrube ile sabit :(
Bundan yaklaşık 5 yıl önce Bayan A. , Bayan B'den galeri aracılığı ile bir araba satın alır. Sadece parayı değiş tokuş ederler, ruhsat Bayan B.üzerinde kalır. Oysa B galeriye vekalet vermiştir. Ama A fazlasıyla ihmalkar davranır ve üzerine almayı hep erteler ! ( ödüm kopar benim böyle şeylerden )
Derken, gün olur devran döner B'nin işleri ters gider, fabrikasına ve evlerine varana kadar hacizz gelir ve hepsi elinden gider. E tabi araba için de "yakalamalı haciz kararı" çıkar.
Bu sabah 08:00
A evden dışarı çıkar, uuups!
Araba yok. 155 karakol derken öğrenir durumu. Ekip tespit etmiş ve çekmiş arabayı.
Bu durumda A gidenin ardından bir bardak soğuk su içebilir.

AMAN DİYİM !!!

Not : A sinirleri yatıştıktan sonra bir umut B'yi arar. Fakat onun durumu daha da vahim. Tüm mal varlığını, ekmek teknesini kaybetmiş, yapabileceği hiç bir şey yok :(

16 Ekim 2009 Cuma

bumble bee

http://www.youtube.com/watch?v=h6A-JYbu1Os&feature=player_embedded

:)

böyle çalışmak istiyorum ben.
çok özledim :)
hem vallahi hem billahi !

13 Ekim 2009 Salı

borsa


Arkadaşım Dora enfes bir yazı göndermiş, anında paylaşıyorum.
Yahu şu borsa Türkiye'nin ne işine yarıyo olabilir ki derken..

9 Ekim 2009 Cuma

biz fani, ölüm ani


Geçen cuma günü limanda çektim bu fotoğrafı. Sağda yanında siyah araç duran tırın sürücüsü konu olan.
Gemiden çıkıp da ofise girdikten sadece saniyeler sonra gelen arkadaşlar haber verdiler, tırın şoförü aniden kalp krizi geçirmiş ve vefat etmiş.
Ya, insanoğlu kuş misali. Sabah işe diye yolladı evden eşi, çocukları, artık ailesinden kim varsa o sabah evinde.
Akşamüstü haberi gidecek evine...

8 Ekim 2009 Perşembe

doğa için çal

İstedim ki sizin de yüzünüz gülsün,içiniz sıcacık sevgiyle,umutla dolsun,şu bağlantısını verdiğim şarkıyı dinler dinlemez :)

Ağaçlar.net (http://www.agaclar.net/ ) severek izlediğim,bilimsel birçok veriye kolayca ulaştığım bir site.Harika çalışmalarını CNN anlatmış:

Agaclar.net'ten Fırat Çavaş, doğdukları iller farklı, yaşadıkları mekanlar farklı, zevkleri, yaşama bakış açıları farklı 45 müzisyeni, varolan gerçekleri bir kez daha hatırlatmak için bir araya getirdi: "Doğa için çal!" adı verilen projeyle ortaya bakın nasıl bir sonuç çıktı...

http://vimeo.com/6902099

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş...
Farkındalıklı bilinçlilik ''artık sesin sadece yakınlara değil,uzaklara da duyurulması gerekliliğinin'' altını çok keyifli bir biçimde çizivermiş bizler adına da...Ellerine sağlık emeği geçen herkese.Doğayı ve sağlığımızı tehdit eden herşeyle mücadele halindeyiz.GDO'lar,plastik poşetler,BPA,BT toksin,suların ticarileştirilmesi,Monsanto ve türevleri ne yazık ki çirkinlikler saymakla bitmiyor...

Güzel olan ise öğrenilmiş yalan GERÇEKLİĞİN farkına varmaya başladı...Ezber bozuluyor...

SİZ ONU UMURSAMAZ İSENİZ,DOĞA SİZİ HİÇ UMURSAMAZ...

Bu güzel çalışmayı herkesle paylaşalım mı dostlar?Sesin uzaklara varması,hoyrat ellerde perişan biricik dünyamızın tüm güzel dağlarında ovalarında yankılanması,katılaşmış yürekleri dahi bir nebze olsun yumuşatıp ılıtması,barışın güçlenmesi adına...

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş
( sessizce kopyalayıp yapıştırdım, arkadaşım güzelce anlatmış, maksat daha çok göze kulağa ulaşsın )

7 Ekim 2009 Çarşamba

paranoya

Bu aralar ciddi bir paranoya içine düşmüşlüğüm var.

Etrafımda çok fazla insandan " kanser " sözcüğünü duyuyorum.

İstatistikleri incelemiş falan değilim ama ülkemizde vakaların görülme oranının diğer ülkelerle kıyaslandığında açık ara önde olduğuna dair içimde bir ümitsizlik var.

Daha iki gün önce ofiste arkadaşımızın dayısı vefat etti. Başın sağolsun diye başlayan konuşmamızda bir kaç vakayı daha dillendirdiğimizi fark ettim.

Liman şubemizde çalışan elemanımız da kemoterapi görüyor. Bir kez atlatır gibi olmuştu ama nüksetti. Tekrar tedavi görmeye başladı, ama bu kez durumu kötü. Arkadaşlar koluna girip lavaboya götürüyolarmış. Eve gidip dinlemek istemiyor, bu sefer de morali iyice bozuluyor, ama artık lavaboya da gidemiyor. Hastahaneye gidiyormuş sonda takmaları için.

Babası Ankara yollarında, adamcağız ilik nakli nasıl yaptırabilirler onu araştıracak. Doktor kemoterapiye vücut yanıt vermiyor, ilik nakli yaptırmaları gerektiğini söylemiş.

O kadar çaresiz durumdayız ki, başımızı ellerimizin arasına alıp dua etmekten başka bir şey yapamıyoruz...

Yoo bu arada kar hırsı ile insanların hayatı ile oynayan gelmiş geçmiş ne kadar insan evladı varsa hepiniz de ateşlere gelesiniz !!!!!

1 Ekim 2009 Perşembe

pembeye gark dedim :)


Sözünü etmiştim bizim pembe domates satan manavdan. Bu akşam meyve almak için uğradım.
Gözlerim fıldır fıldır yine de pembe domates peşinde :)
Yumuşamış bunlar, salataya olmaz diye beni ikna etmeye çalıştı.
Hayatta ikna olmam, konu pembeler.
Resimde görülen en az 5 kg pembeyi ( tartmadı bile,ağırlığı tahmini )
bana ücretsiz verdi, rendeleyip dolaba atayım diye :)
Elimde o ağır poşetlere rağmen zıplaya zıplaya eve geldim.
Biraz sertçe olanlardan keçi peynirli,cevizli,nar ekşili salata, misssss.
Geri kalanlar dolapta şimdi, kışı bekliyoruz :)

Demem o ki ben pembe domatese gark oldum, ama gördüm ki daha yeni
keşfettim ama manav da esnafmış gerçekten. Allah iş rastlığı versin.